Sayfalar

12 Ocak 2013 Cumartesi

2013 İş ve Meslek Trendleri !


Bu yıl  beyin göçü, yeşil meslekler, dijital uzmanlıklar dikkat çekici olacak !

Bu yıl yönetici transferleri hız kazanacak. Batıdan doğuya birikimli yönetici göçü söz konusu. 

Sadece Türkler değil yabancılar da Türkiye’de iş bulma yarışına girdi.Yeşil meslekler, mobil ve dijital uzmanlıklar öne çıkıyor..

Para dergisine özel öngörülerini aktaran uzmanlara göre bu yıl sıklıkla yönetici transferlerinden söz edeceğiz. Özellikle batıdan doğuya birikimli yönetici göçünün artması bekleniyor. Bu arada dünya ekonomisinde eksen genç nüfusa sahip gelişmekte olan ülkelere doğru kaymaya da devam edecek. 

Amerika, Sudan, Azerbaycan, Güney Afrika,Kazakistan, Rusya ve bazı Avrupa ülkelerinden yabancı yöneticilerin Türkiye’de iş arıyor olması da yeni gelişmeler arasında. Diğer taraftan, bu yıl Ortadoğu, Balkanlar, Rusya gibi ülkelerde Türk yöneticilerin sayısının artması bekleniyor. 

Bir süredir bu noktalarda görev yapan yöneticilerin de Türkiye’ye dönme talepleri söz konusu. 

Yurtdışında görev yapan Türk yöneticiler için Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Irak, İran, Çin, Hindistan, Malezya, Suudi Arabistan ve BAE ülkeleri fırsatlar açısından öne çıkıyor.

2013’ün yükselen sektörleri arasındaysa bilişim, mobil teknolojiler ve internettensöz ediliyor. Aynı zamanda sosyal medya, internet pazarlama,mobil uygulama yazılımcılığı, e-ticaret yazılımı ve girişimciliği popüler meslekler ve iş alanları olacak. Yenilenebilir enerji danışmanlığı, iş geliştirme, çevresel etki değerleme uzmanlığı dünya genelinde önem kazanan meslekler olarak öne çıkıyor. Ekonomistlik, fon yöneticiliği, her alanda girişimcilik de yaygınlaşmaya başladığından girişim danışmanlığı trend alanlar.

MOBİL UZMANLIKLAR ÖNE ÇIKACAK

2013 yılında bilişim ve telekomünikasyon sektörleri ivmelerini koruyabilir. Son teknolojik gelişmelerle mobil uygulama yazılım geliştirme ve mobil pazarlama alanlarında uzmanlıklar ön plana çıkabilir. Proje yöneticisi, iş analisti, yazılım ve veritabanı uzmanı alımlarında artış olabilir.

E-ticaret ve dijital medya sektörlerindeki yeni gelişmelerle özellikle online pazarlama, kategori yönetimi, ağ pazarlama uzmanlığı ve iş geliştirme alanlarında talep artabilir. E-pazarlama uzmanı, dijital reklam uzmanı, mobil uygulama yazılım uzmanı, dijital pazarlama uzmanı, SEO uzmanı gibi pozisyonlarda yeni işe alımlar olabilir. Bu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar çalışma biçimi ve sağladıkları olanaklarla “Y kuşağı”nın (1980-1999 yılları arasında doğanlar) da en fazla rağbet gösterdikleri firmalar arasında yer alıyor. E-ticaretin yanı sıra favori sektörleri arasında bilişim, telekomünikasyon ve finans ön plana çıkıyor. 


YEŞİL MESLEKLER GELİŞİYOR

Günümüzde firmalar kurumsal itibarlarını sosyal medya ve dijital dünyada da kontrol altına almak istiyor. Online itibar yönetimi ile dijital halkla ilişkiler uzmanlığı, sosyal medya editörü ve sosyal medya takip uzmanı gibi farklı meslek alanları ortaya çıkıyor. Yine dünya genelinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yapılan yatırımlarla yeşil mesleklerde artış yaşıyor. 

Ön plana çıkan yeşil enerji ve çevrecilik, gözde mesleklerin değişmesini de sağlayacak. Geleceğin yeni meslekleri temiz enerji, verimlilik ve sürdürülebilirlik alanlarında yoğunlaşmaya başlayacak. Yenilenebilir enerji danışmanlığı, iş geliştirme, çevresel etki değerleme uzmanlığı dünya genelinde önem kazanan meslekler olarak öne çıkıyor. Türkiye’de ise 2012’deki kanun değişikliği nedeniyle iş sağlığı-iş güvenliği eğitmenlerine, uzmanlarına ve bu alanda deneyimli teknisyenlere olan ihtiyaç artabilir. 


 HIZLA UYUM SAĞLAMAK ŞART


Özellikle yurtdışında Türk yöneticiler için Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Irak, İran, Çin, Hindistan, Malezya, Suudi Arabistan ve BAE ülkeleri fırsatlar açısından öne çıkıyor. İstanbul dışında Anadolu’da ise Gaziantep, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Manisa, Bursa ve Kocaeli’nden söz edebiliriz.

Bence bu yılın iş trendi, hesaplanmış risk alabilmek ve esnek olabilmek. Coğrafi veya kurumsal, farklı kültürlere süratle uyum sağlayabilmek profesyonel başarının anahtarı olarak ön plana çıkacak. Yöneticilerden performans ve katma değer beklentilerinin yükseldiği bir döneme girdik. “Neler yapmış” değil “neler yapabilir” beklentisi işverende en önemli seçim kriteri haline geldi. 

YÖNETİCİ GÖÇÜ ARTACAK

Yabancı yöneticilerin Türkiye’ye ilgi gösterdikleri 2012 yılından sonra eldeki pozisyonları tutmak akıllıca. 2013’te batıdan doğuya birikimli yönetici göçünün artmasını bekliyorum. Yerli yöneticilerimiz Türkiye’de iş beğenmezken yeni iş alanlarında iş fırsatlarını yabancılara kaptırmasınlar. Her daim Türkiye ekseninde olacak gelişmeleri yakından takip edip öngörülerine yönelik pozisyon alsınlar.

Hedef çalışma alanları ve hatta çalışmak istedikleri şirketlerin listesini hazırlasınlar. Eksiklikleri varsa derslerini çalışıp kendilerini hedeflerine yönelik olarak geliştirsinler. Eğer kendilerini hazır hissediyorlarsa risk almadan adım atılmadığını bilmeleri gerekiyor. Her ayrılışın bir de dönüşü olduğunu unutmasınlar.

Türk ‘ekspat’larımızdan çok azı uzun dönemli yurtdışı çalışmayı bir yaşam tarzı olarak benimsiyor. Bu yüzden ortalama üç beş yıllık bir dönem sonrasını da baştan planlamalarında yarar var. Üç yıldan sonra Türkiye ilişkili bilgi ve iletişim ağlarının zayıflayacağını ve artık bulundukları bölgede geliştirdikleri yetkinlikle aranacaklarını bilsinler. 2013’te de dünya ekonomisinde eksen genç nüfusa sahip gelişmekte olan ülkelere doğru kaymaya devam edecek. Dolayısıyla yeryüzünde global iş akımları batıdan ziyade doğuda, kuzeyden ziyade de Güney’de yer alıyor. 

KOÇLUK VE TERAPİLER REVAÇTA


Performans yönetimi ve takibi konuları önem kazanıyor. Bireysel performansın ve şirket performansının izlenmesi ve sonuçlara nasıl yansıdığının analizi önemli. Geçmiş yıllara göre İK fonksiyonlarının şirket içinde tasarlanması ve uygulanması giderek güçleniyor. İK departmanı olmayan şirketler bu birimi oluşturmanın faydasına ve katkısına inanarak eyleme geçti. Bu trend daha da güçlenerek devam edecek.

Profesyonel anlamda İK fonksiyonlarını uygulayan güçlü ekiplere sahip olan yapılarda ve özellikle bankaların İK departmanları, stratejik İK departmanlarını kurmaya ve etkin olarak yönetmeye başladı. 2013’te bunun daha fazla gelişeceğini tahmin ediyorum ve bu daha farklı sektörlerde de yer alacak. Önemsenen diğer konuysa kariyer gelişimi ve yetenek yönetimi... Kişisel gelişim eğitimleri ve özellikle yöneticilere birebir koçluk ve sosyal-psikolojik terapiler gündeme daha fazla gelecek.

CEO DEĞİŞİMLERİ YAŞANACAK


Muhasebe ve finans rolleri, satış pozisyonları, teknoloji sektöründe ara pozisyonlar (mühendisler-yazılım uzmanları) ve perakendedeki pozisyonlar, internet uzmanları, tedarik zinciri ve kalite yönetimiyle ilgili pozisyonlar ve mühendislere talepler olacak. CEO, genel müdür ve direktör seviyesinde her fonksiyonda yönetici ihtiyaçları olacağını düşünüyorum. 2013’te özellikle CEO değişimleri yaşanabilir.

En çok işe alım yapacak sektörlerse şöyle olacak: Emlak, inşaat, gayrimenkul yatırım geliştirme ve GYO, denizcilik, maden, bilişim, telekom, internet, sosyal medya, e-ticaret, sağlık, enerji, iletişim, hızlı tüketim malları, finans ve bankacılık. Fon şirketleri de Türkiye’ye gelmeye başladı. Türkiye’de yabancı sermayeli start-up oluşumlar için ayrıca yurtdışında Türk yatırımcıların projeleri için üst kademede yönetici transferleri gerçekleşecek. Özellikle Kazakistan, Dubai, Katar, Irak, Rusya, Hindistan, Çin, Mısır ve Sudan gibi bölgelerde Türk yöneticilere ihtiyaç var. 

MÜHENDİS TALEBİ ARTABİLİR


Danışmanlık, denetim, avukatlık, iş ve çevre güvenliği uzmanlığı öne çıkacak meslekler olacak. Gündemde olan kentsel dönüşüm ve altyapı yenilenmesine yönelik çalışmalar mühendis talebini artırabilir. Türkiye’nin finans dünyasında bölgesel bir güç olarak öne çıkma amacına istinaden bankacılık ve sigortacılık başta olmak üzere finansal hizmetler yine gözde meslekler olacak. Büyüme trendleri ve insan kaynağına olan ihtiyaç göz önünde bulundurulduğunda perakende, inşaat, bankacılık, telekomünikasyon, denetim ve danışmanlık en çok işe alım yapacak sektörler olacak.

ONLINE’DA İSTİHDAM VAR


2013’te nitelikli işgücüne; birden fazla yabancı dil bilen, yetkinliği ve kapasitesi yüksek, değişime hızlı adapte olabilen insan kaynağına ihtiyaç duyulacak. Şirketler artık daha çok fark yaratabilecek, sorumluluk almaya hazır, özgüveni yüksek kişilerle çalışmayı tercih edecek. 



İnternet ve sağlık alanında yapılan yatırımlara bağlı olarak bu sektörlerle ilişkili pozisyonlar öne çıkacak. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yasal düzenlemelerin getireceği yükümlülükler bu alana yönelik alımları uzun vadede etkileyecek. E-ticaret pazarının gelişmesiyle online hizmet veren şirketlerin giderek artması, sektöre ilişkin web tasarım uzmanı, sosyal medya uzmanı gibi pozisyonlarda ihtiyacı öne çıkaracak. Bilgi teknolojileri, telekomünikasyon, perakende, sigortacılık ve enerji sektörleri yeni iş alanlarına açık sektörlerin başında yer alacak. 

Yeni teknolojiler , dijital yaşamın izleri ile  iş yaşamını şekillendiriyor. Ben iş hayatında olan ve iş hayatına yeni adım atacak adaylarında yukarıda belirtilen alanlara yöneleceği ve bu alanlarda geçişlerin çok yoğun olacağı kanısındayım.

Herkesin mutlu ve başarılı  olacağı iş seçimleri yapmasını , mutlu , umut dolu  ve hedeflerine yönelik işe seçilmelerini canı gönülden diliyorum.

Sevgilerimle ,



kaynak -para dergisi

5 Ocak 2013 Cumartesi

Mülakatta Nasıl Davranmalısınız ?


İnsan Kaynakları Profesyonelleri derneği PERYÖN’ün dergisinde yapılan araştırmaya göre adayların olumsuz izlenim bırakan özellikleri şöyle sıralanmıştır. Bu özellikler mülakat adaylarının mülakat başarısını etkileyen en önemli faktörlerden…

  • En çok yapılan hataların başında Firmayı, sektörü, müşterilerini araştırmadan, ilanı okumadan görüşmeye gelmek
  • Mülakatın ilk esnasında girişte El sıkışmamak ve göz teması kurmamak
  • Mülakat boyunca Doğallıktan uzak, aşırı mutlu ve pozitif yapmacık tavırlar sergilemek ve aldatmak.
  •  İsteksiz ve ilgisiz davranmak, soru sormamak sadece mülakata gelmiş için gelmiş olmak.
  •  Bir yerden okuyup çalışarak ezberlediği belli olan cümlelerle sorulara cevap vermek özgün olmamak.
  •  Sorulara muğlak yanıt vermek, ucu açık cevaplar ile belirsiz düşünceler taşımak.
  • Hepsinden önemlisi İlk soru olarak maaş ve terfi olanaklarını sormak. 
  • Yeteneklerini ve bilgisini abartmak, kendine aşırı güvenmek.
  • Aşırı makyaj yapmak, kurumsal hayata (Görüşmeye gittiği kurumun hayatına) uygun olmayan renk ve tarzda giyinmek. Çok klasik ya da klasik çizgiye çok uzak.
  • Bakımsız olmak bu sektörlerin ve mülakatların vaz geçilmezidir. Bakımlı olmak şart.
  • Randevuya geç kalıp ya da gelmeyip haber vermemek yapılan en büyük ayıplardan biridir.
  • Evlenecek yaşta olupta halen İş görüşmesine anne , baba, kız/erkek arkadaşıyla gelmek.


Yukarıdaki konuları mülakat ile  ilgili eğitimlerimizde anlattığımızda katılımcıların gözlerinde hep “Bu da yapılır mı, ben hayatta yapmam” ifadesini görüyoruz. Diğer taraftan insan kaynaklarının yorum yaptığı her yerde de üç aşağı beş yukarı benzer yakınmalar var adaylarla ilgili.

İş arama stresli bir süreçtir. Ancak görüşmeye gitmeden önce mutlaka görüşme yapacağınız firma hakkında bilgi edinmeyi , bu firmada işe alındıktan sonra ne tür fayda sağlayabileceğinizi , ne tür katkılarınızın olabileceğini konusunda hazırlık yapmanız faydalıdır.Başvruru yaptığınız pozisyona istinaden uygun olabileceğini düşündüğünüz projeleriniz varsa sunmanız sizi bir adım öteye taşıyacaktır. 

Aradığınız işi en kısa sürede bulmanız ümidiyle.. 

Sevgilerimle ,


İş Sözleşmesi Nedir ?


İş sözleşmeleri, iş hayatında çalışanların ve işverenlerin en büyük kabusudur. Çalışanlar, kabul etmek istemeyecekleri maddelerin altına imza atmaktan; işverenler ise çalışanlarına iş sözleşmesi imzalamayı dayatan bir işveren rolü üstlenmekten hoşlanmazlar. Ancak ne yazık ki iş sözleşmeleri çalışma hayatının olmazsa olmaz unsurlarındandır.İnsan Kaynakları Biriminde işe alım sonrası yapılacaklar listesinde ilk sırada bulunan “iş sözleşmesi hazırlanması ve tüm çalışanlara imzalatılması” bu süreci yaşayanların aşina oldukları bir maddedir. Bu yüzden de vazgeçilmezdir.

İş sözleşmesini aldığında çalışanlar, temelde 4 şekilde tepki gösterir.

Okumadan imza atanlar.

İş sözleşmesini okumaya başlayıp, birkaç madde sonra sıkılarak imzalayanlar.

Yakınlarından bilgi almaya çalışıp, imzalanması gereken son tarihte “aman ne olacak ki” diyerek imzalayanlar.

İş sözleşmesini imzalamamak için işi bırakanlar.

Öncelikle ilk grupta yer alıyorsanız, yani sözleşmeyi okumaya gerek görmeden imzalıyorsanız, tehlikeli bir iş yaptığınızı iletelim. Hayattaki en büyük varlığımız imzamızdır. Sadece iş sözleşmeleri değil; eşimiz, dostumuz, ortağımız, söz konusu kim olursa olsun, bize bir kağıt imzalatmaya çalıştığında iş yoğunluğumuz ne olursa olsun, onu okumalıyız. Hele şirket kuruyor ve büyük sorumluluklar altına giriyorsak sözleşmeleri sadece bizim okumamız yetmez. Potansiyel risklerimizi azaltabilmek için, işin uzmanı olan avukatlara da mutlaka danışmalıyız.
En büyük yanılgı, “güvenim tam” imajı vermek için eş, dost ve tanıdıklarımızın önümüze koyduğu kağıtları sorgulamadan imzalamaktır. Eğer karşımızdaki kişi önünüze bir kağıt getirerek imza almayı istiyorsa, bizim de en azından neyi imzaladığımızı bilmemiz en doğal hakkımızdır.İş sözleşmesini okumaya başlayıp sıkılanlardansanız en büyük çoğunlukta yer aldığınızı bilmelisiniz. İş sözleşmelerinin ağır ve kendine özgü bir dili vardır. Bu yüzden “birkaç sayfa, neden okumayayım” ile başlayan düşünceler, birkaç cümle okuduktan sonra yerini “prosedür gereği işte”ye bırakır.
İş sözleşmesi ile karşılaşan her bilinçli çalışan, güvendiği yakınlarına sözleşme ve maddeleri ile ilgili sorular sorar. Çevrenizden gelen tepki eğer “ne olacak ki, bu işsizlikte iş bulmuşsun bir de sözleşmeden bahsediyorsun” tarzı bir yaklaşım ise sakın onu dinlemeyin! Etrafınızda konuyla ilgili bilgi sahibi biri yoksa iş sözleşmeleri için avukatlar ve işin uzmanları tarafından hazırlanmış internet sitelerine kolaylıkla erişebilir, forumlarda aradığınız soruların cevaplarını bulabilirsiniz.
Son grupta ise iş sözleşmesini imzalamak istemeyen ve bu sebeple işi bırakanlar yer alır. Ütopik gibi görünse de daha önce yasal prosedür gereği etrafında canı yanmış tanıdıkları olanlar maalesef böyle bir tepki vererek iş anlaşmasını başlatmayabilir veya mevcut işinden ayrılabilirler.

İş sözleşmesini imzalarken yapılması gerekenler;

Sözleşmeyi okuyun.
Anlamadığınız yerleri işaretleyin.
Kabul etmek istemediğiniz yerleri belirgin bir şekilde çizin.
Şirket yetkililerine anlamadığınız veya kabul etmek istemediğiniz maddeleri sorun, mümkün ise yazılı olarak bilgi almaya çalışın.
İşin uzmanlarına danışın (İlla paralı bir hizmet almak zorunda değilsiniz. Etrafınızda hukuksal işlemler ile ilgili birilerinden en azından fikir alabilirsiniz.)
Sözleşmeyi imzaladıktan sonra teslim ederken mutlaka bir kopya da siz alın.

İş sözleşmesinde unutulmaması gereken en önemli ve rahatlatıcı konu ise İş Kanunu’nun varlığıdır. Teknik detaylarına girmeden şunu söyleyebiliriz: İş Kanunu ve yasal düzenlemelerin hepsi hazırlanan tüm sözleşmelerin üzerinde bir yetkiye sahiptir. Yani imzalamış olduğunuz iş sözleşmesinin maddeleri, İş Kanunu’na aykırı ise “geçersiz” sayılır.
İşte bu yüzden işverenlerin de iş sözleşmelerini doğru seçmeleri ve yazdırmaları gerekir. İşverenlerin, kendini güvenceye almak için kanuna aykırı koyacağı maddeler, mahkeme önünde “kötü niyetli” gözükmesine neden olacaktır.
İş sözleşmeleri kötü günler düşünülerek, imzalalayanların kendini güvenceye alabilmek için yaptığı düzenlemelerdir. Bu sebeple sözleşmeler şirketten iyi ayrıldığınız koşullarda zaten kullanılmaz. Kötü ayrılmanız durumunda ise, yasal süreçler devreye girecektir. İşte bu durumda İş Kanunu, kendine düşen görevi yerine getirecek, çalışanın haksızlığa uğramasını engelleyecektir.




kaynak - eticaretmag.com/